1-Hukuk Sistemimizde Tüzel Kişilerin Cezai Sorumluluğu:
Türk hukuk sisteminde yer alan çeşitli yasalarda yalnızca belirli bazı fiiller için tüzel kişilere cezai nitelikte yaptırımların uygulanacağı öngörülmüştür. Bankalar Kanunu, Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun, Vergi Usul Kanunu, Grev ve Lokavt Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu, Dernekler Kanunu gibi, tüzel kişileri ilgilendiren çeşitli yasalarda, tüzel kişilerin bu yasalara aykırı birtakım fiilleri işlemesi durumunda idari para cezası, müsadere veya kapatma gibi, tüzel kişilerin niteliklerine uygun yaptırımlara mahkûm edilmeleri öngörülmüş bulunmaktadır.
Bunların yanı sıra Türk Ceza Kanunu’nun 60’ıncı maddesinde, işlenen bir suç sebebiyle tüzel kişilere özgü üç ayrı güvenlik tedbirlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Bunlar; faaliyet izninin iptali, eşya müsaderesi ve kazanç müsaderesidir.
Mevcut düzenlemeler incelendiğinde, tüzel kişilerin, sadece belirli koşulların varlığı durumunda ve yasanın ayrıca belirttiği bazı suçlar için idari yaptırımlara maruz kalacağı anlaşılmaktadır. Bu sorumluluk için, tüzel kişilerin organları veya temsilcileri olan gerçek kişilerin, yasanın açıkça tüzel kişiler tarafından da işlenebileceği belirttiği bir suçu tüzel kişi yararına işlemesi gerekmektedir. Bu durumda, suçu işleyen gerçek kişinin ceza sorumluluğunun yanı sıra, tüzel kişinin de idari para cezası, müsadere, faaliyetten men, fesih veya kapatma, adli nezaret altında faaliyet gösterme gibi güvenlik tedbirlerine mahkûm edilmesi söz konusu olacaktır.
2- Şirket Yöneticisi Olarak Değerlendirilme Esasları:
Şirketler hukuku anlamında yönetici, ticaret şirketleri adına karar alan, alınan kararları uygulamaya koyan ve/veya imza yetkisi bulunan yönetim kurulu üyeleri, genel müdür, genel müdür yardımcıları, müdürler, direktör veya genel koordinatör gibi sıfatlar taşıyan kişileri ifade eder.
Aslı esasında kişinin unvanından çok şirketi idare ve temsildeki yeri sorgulanmaktadır. Örneğin müşterilerle olan iletişim genişliği, iradesi ile şirketi borç altına sokma yetkisinin bulunup bulunmadığı, şirket adına ve hesabına sözleşmeler yapıp yapamayacağı gibi hususlar incelenmekte ve sorumluluk belli hususlar nazara alınarak değerlendirilmektedir.
3- Yöneticilerin Sorumluluğunun Suçun Şahsiliği İlkesi Bakımından Değerlendirilmesi
Ceza hukukunda temel prensip daima suçun şahsiliği ilkesinin esas alınmasıdır. Bu prensibe göre kişi ancak kendisinin işlediği fiiller nedeniyle sorumlu tutulabilecektir. Buna mukabil şirkette yönetici sıfatına sahip yahut yönetici olarak hareket eden kişiler bakımından çeşitli düzenlemeler öngörülmüştür.
Burada suçun nasıl işlendiğine ilişkin bir ayrıma gidilmektedir. Şayet suç kasıtlı şekilde işlenmişse burada suçu işleyen, suça iştirak eden veya “suçun işlenmesine göz yuman yönetici, çalışan ve/veya temsilcilerin şahsi sorumluluğu söz konusu olacaktır. Ayrıca bazı suçların da ancak kasıtlı olarak işlenebileceği düzenlenmiştir. Bu suçlara örnek olarak rüşvet, ihaleye fesat karıştırma, vergi kaçakçılığı ve kaçakçılık verilebilir. Burada suçun bilinçsiz şekilde işlenmesi mümkün görülmemektedir.
Öte yandan, yöneticiler herhangi bir suç kasıtlarının olmadığını, çalışanların talimatlarına uymayarak suçu bireysel kararları doğrultusunda işlediklerini veya suç kapsamında gerçekleştirilen fiilin başka bir yönetim kurulu üyesi/yönetici tarafından verilen talimat doğrultusunda gerçekleştirildiğini ispat ederek cezai sorumluluktan kurtulma imkânına sahiptir.
Bu anlamda yöneticilere mutlak bir cezai sorumluluk getirilmemiş olması, yöneticiler tarafından hangi konulara dikkat edilmesi gerektiğine yönelik önemli çıkarımlar içermektedir. Bu sebeple yöneticilerin, yönettiklerinin eylemlerinden ve imza altına aldıkları evrakların hukuka uygunlarından sorumlu olduklarının bilincinde olarak hareket etmeleri gerekmektedir.
4- Limited ve Anonim Şirketlerde Kanuni Temsilciler:
4.1-Limited şirketlerde aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile yetkili ve mecburdurlar. Böyle bir durumda ortakların hepsi kanuni temsilci sıfatına haiz olacaklarından, amme alacağının tamamından müşterek ve müteselsil olarak sorumlu tutulurlar. Ancak şirket işlerini idare ve şirketi temsile yetki verilmiş bir kişi (tek ortak) bulunması halinde, kanuni temsilci olan bu ortak amme alacağının tamamından sorumlu olacaktır.
4.2-Anonim şirketin kanuni temsilcisi ise yönetim kuruludur. Yönetim kuruluna ait olan şirketi temsil ve idare yetkisi, esas sözleşme ile yönetim kurulu üyelerinden en az biri veya birden fazlasına veya esas sözleşmede genel kurula veya yönetim kuruluna verilecek yetki ile yönetim kurulu üyesi olmaları şartıyla karar yetkisi olan üyelere veya şirkette pay sahibi olmasalar bile sorumlu müdürlere devredilebilecektir.
5-Yöneticilerin Cezai Sorumluluğunun Düzenlendiği Mevzuatlar:
Türk hukuk sisteminde yöneticilerinin cezai sorumluluğunun düzenlendiği tek mevzuat Türk Ceza Kanunu değildir. Türk Ceza Kanunu’nun yanı sıra; Türk Ticaret Kanunu, Çevre Kanunu, İmar Kanunu, Bankacılık Kanunu ve İcra ve İflas Kanunu dâhil birçok kanunda yöneticilerin cezai sorumluluğunun sınırlarının belirlendiği çeşitli hükümler bulunmaktadır.
5.1-Türk Ticaret Kanunu’nda Düzenlenen Suçlar:
Şirket yöneticilerinin görev ve yetkileri Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. Buna ilişkin sorumluluk ihlali ile ilgili de birçok hüküm mevcuttur. Örneğin; ticari defter saklama yükümlüğünün ihmali veya ticari defterlerin uygunsuz bir şekilde tutulması, usule aykırı döküm çıkarılması, bağlı veya hakim şirkete ilişkin rapor hazırlama yükümlülüğünün ihmali ve internet sitesi oluşturma yükümlülüğü bulunan şirketler bakımından internet sitesinin oluşturulmaması gibi suçlar verilebilir. Bunların idari ve adli para cezası ile cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır.
5.2-Türk Ceza Kanunundaki Düzenlemeler
Türk Ceza Kanunu’nda yöneticiler tarafından işlenebilecek bazı suçlar düzenlenmiş ayrıca yöneticiler tarafından işlenen bazı suçların nitelikli hal kapsamında değerlendirileceği ve bu kişilerin daha ağır ceza ile cezalandırılacağı öngörülmüştür.
Örneğin, şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi verilmesi suçunda “bir şirket veya kooperatifin kurucu, ortak, idareci, müdür veya temsilcileri veya yönetim veya denetim kurulu üyeleri veya tasfiye memuru sıfatını taşıyanlar, kamuya yaptıkları beyanlarda veya genel kurula sundukları raporlarda veya önerilerde ilgililerin zarara uğramasına neden olabilecek nitelikte gerçeğe aykırı önemli bilgiler verecek veya verdirtecek olurlarsa” cezalandırılacakları hüküm altına alınmıştır.
Bazı suçların da yöneticiler tarafından işlenmesi dolayısıyla daha ağır yaptırımları olabileceği bilinmelidir. Örneğin dolandırıcılık suçunun; tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında işlenmesi nitelikli hal kapsamında düzenlenmiştir. Yine rüşvet suçunda “halka açık anonim şirketler adına hareket eden kişiler” için de daha ağır yaptırımlar öngörülmüştür.
5.3-Diğer Düzenlemeler:
Yukarıda değinilen hususların yanı sıra yöneticilerin özen yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle sorumlu olabileceği suçlar da vardır. Müşteri güvenliği, işyeri güvenliği gibi hususlarda yöneticiler şayet üzerine düşen görevleri yerine getirmemişlerse bu konularla ilgili de cezai sorumluluk sahibi olacaklardır.
İcra İflas Kanununda, kanunda sayılan koşullar gerçekleşmesine rağmen, şirket yöneticileri ve yetkili temsilcilerinin şirketin iflasını istemekten kaçınmaları halinde cezai sorumluluklarının doğduğu düzenlenmiştir.
Vergi Usul Kanunu’nda da şirket yöneticilerinin defter saklama ve ibraz etme yükümlülükleri ile ilgili düzenlemeler ve buna karşılık ağır yaptırımlar mevcuttur.
Ayrıca yöneticilerin iş kazalarındaki sorumlulukları nispetinde Türk Ceza Kanunu’na göre cezalandırılmaları gündeme gelecektir.
Aynı şekilde kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydeden kimsenin de ceza kanunu uyarınca cezalandırılacağı hüküm altına alınmış ve bununla ilgili olarak güncel düzenlemeler yapılmıştır. Yöneticilerin şirket çalışanları veya müşteriler ile ilgili bilgileri muhafaza ederken de kanuni sınırlar içinde hareket etmeleri gerekmektedir. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) ve Kişisel Verilerin Silinmesi, Yok Edilmesi veya Anonim Hale Getirilmesi Hakkında Yönetmelik kapsamında ayrıca bilgi metni paylaşacağız.
SONUÇ
Yöneticilerin, sorumluluklarının sınırlı olarak sayılması ve dolaylı olarak hangi eylemlerden sorumlu tutulabilecekleri net olarak belirlenemese de birçok düzenlemede ağır sorumluluk altına alındıkları bir gerçektir.
Yöneticilerin şirket yönetimine dair eylem ve işlemlerden sorumlu tutulabileceklerinin bilincine ulaşmaları ve bu riskten kaçınabilmek için çeşitli düzenlemeler hakkında bilgi sahibi olmaları önem arz etmektedir. Bunun yanı sıra, şirket içerisindeki temsil ve sorumluluk yetkilerinin net çizgilerle belirlenmesi ve hangi yöneticilerin hangi işlemlerden sorumlu olduğunun ortaya konulması, cezai sorumluluk gerektirecek olası bir eylemin önüne geçilmesi ve böyle bir eylemin meydana gelmesi halinde hangi yöneticinin sorumlu olduğunun belirlenmesi açısından son derece yararlı olacaktır.
KAYNAKLAR :
Bıyıklı, Hasan, “Tüzel Kişilerin Ceza Sorumluluğu ve Türk Ceza Hukuku Sistemi,” Yargıtay Dergisi, Cilt 7, Sayı 14, Ekim 1981;
Yarsuvat, Duygun, “Tüzel Kişilerin Ceza Sorumluluğu,” Prof. Dr. Sahir Erman’a Armağan, İstanbul: 1999